Arama Bağlantılar ÇÜ Anasayfa
  HABER MERKEZİ  
 
 
Anasayfa
 
Hakkımızda
 
E-Bülten
 
Röportajlar
  Konuşma Metinleri
  Videolar
  Medyada ÇÜ
 
Haber Arşivi
 
İletişim
 

Her Bel Fıtığı Ameliyatlık Değildir!

 

 

Adana (ÇÜHM) -

19.02.2015

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Beyin Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, her bel fıtığı diyerek gelen hastanın bel fıtığı olamayabileceğini ya da bel fıtığı teşhisi konulan her hastanın ameliyat olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.

Doç. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, omurgaların yaşam boyunca sürekli ciddi düzeyde strese maruz kaldığını belirterek, "Bu stres, fizyolojik sınırları aştığında omurga ve çevre anatomik yapılarda bozulma meydana gelir ve bunun sonucunda bel fıtığı ve diğer omurga hastalıkları ortaya çıkar. Bel fıtığı, bel omurgaları arasında yer alan yastıkçıkların (intervertebral disk) bozulması ve sonrasında yırtılması ile omurilik ve omurilikten çıkan sinirlere bası yapmasıdır. Bel, kalça ağrısı ve bacağa yayılan ağrı en önemli şikâyettir." dedi.

Bel ağrısının iş ve iş gücü kaybına neden olan önemli bir toplum sağlığı problemi olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Yılmaz, baş ağrısından sonra en sık rastlanan ağrının bel ağrısı olduğunu ifade etti. Bel ağrısının en sık nedeni bel omurgası, disk yapıları ve çevre bağların bozulması sonucu ortaya çıkan, mekanik bel ağrısı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bunun dışında bel bölgesinde gelişen enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, omurga ve omurilik tümörlerinin de bel ağrısının nedeni olabildiğine vurgu yaptı.

"Her Bel Ağrısı Bel Fıtığı Değildir"

Günümüzde görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi ile elinde bel filmleri ile 'bel fıtığı oldum' diye hekimleri dolaşan hastalar ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Yılmaz, akut vasıftaki mekanik bel ağrılarının genellikle herhangi bir tedavi uygulanmasa da çoğunluğu yaklaşık 1-3 hafta içinde iyileşebildiğini, eğer bel ağrısı kronikleşirse o zaman kompleks bir sorun haline geldiğini kaydetti.

 

“Bel Ağrısının Tek Bir Nedeni yoktur.”

Kronik bel ağrısının tedavisinde fizik tedavi rehabilitasyon, psikoterapi ve gerekirse cerrahi ile multidisipliner olarak yaklaşmak gerektiğine işaret eden Yılmaz, bel ağrısı şikayetleri olan hastaların küçük bir oranının bel fıtığı tanısı aldığını belirtti. Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, ”Modern yaşam ile birlikte görülme sıklığı artan bel fıtığının en önemli sebebi kent hayatında masa başı işlerin artması, aşırı kilo, hareketsiz bir yaşam, karın ve bel kaslarının zayıflığı bel fıtığına eğilimi arttırmaktadır. Ayrıca, sigara kullanımı, depresyon, esneme, hapşırma, dikkatsiz ve dengesiz bir şekilde eşya kaldırmak da risk faktörleri arasında sayılabilir.” şeklinde konuştu.

 
 

“Ağrı Bel Fıtığının Habercisi Olabilir.”

Bel fıtığı hastalarının en önemli şikâyetinin ağrı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yılmaz, "Bu ağrının karakteri, kalçadan başlayıp bacağa (siyatalji ve femoralji) doğru yayılmasıdır. Bununla birlikte, bel fıtığının şiddetine göre ayakaltında, bacağın dış yüzünde, uyluk ön yüzünde, bacak arasında uyuşma, karıncalanma, keçeleşme, ayakta ve bacakta kısmi veya tam güç kaybına bağlı yürürken ayağının takılması veya ayak bileğinin içe dönmesi, idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu gibi şikâyetlerde olabilir." şeklinde konuştu.

Bel fıtığı tanısının günümüzde kolaylıkla konulabildiğine değinen Doç. Dr. Yılmaz, "Bel fıtığı hastalarının küçük bir kısmında cerrahi tedavi gerekmektedir. Konservatif tedaviye rağmen kalça ve bacak ağrısı devam eden, buna ilave olarak nörolojik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda cerrahi tedavi düşünülmelidir." dedi.

Toplumda, "Hastalar bel fıtığı ameliyatından fayda görmez ve daha kötü olurlar" şeklinde yanlış bir algı olduğuna vurgu yapan Yılmaz, bel fıtığının cerrahi tedavisinin, toplumda bilinenin aksine günümüzdeki teknolojik gelişmelere paralel olarak, mikrocerrahi teknikle normal anatomik yapıların ahengini bozmadan, daha güvenli ve kısa bir sürede yapılabildiğine dikkat çekti.

“Karın ve Bel Kaslarınızı Güçlendirerek Bel Fıtığından Korunabilirsiniz.”

Doç. Dr. Yılmaz son olarak, bel fıtığı olmaktan korunmanın en önemli yolunun, karın ve bel kaslarını güçlendirici egzersizler yapmak, uzunca süre oturmamak, bir noktada ayakta durmamak, belimizi zorlayacak şekilde dengesiz ve dikkatsizce eşya kaldırmamak gibi günlük yaşamda yapacağımız değişiklikler olduğunu belirtti.

 

 

 

kişi ziyaret etmiştir

 



Çukurova Üniversitesi Haber Merkezi