Adana (ÇÜHM) -
26.11.2014
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Arıdoğan, sıcak havaların taş hastalığı riskini artırdığını belirterek, yazın en az 2,5 litre su tüketilmesini önerdi.
Prof. Dr. Arıdoğan, şiddetli böbrek ağrısına neden olan böbrek taşı hastalığının gelişmiş ülkelerde erkeklerin yaklaşık yüzde 11'inde kadınların da yüzde 7'sinde görüldüğünü belirtirken, Türkiye'de ise özellikle beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak bu hastalığın daha çok görüldüğünü ifade etti. |
“Genetik Yatkınlık Çok Önemli.”
Böbrek taşı hastalığında birtakım risk faktörleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Arıdoğan, bunların başında ailevi faktörler, çevresel ve beslenme faktörleri geldiğini kaydetti. Prof. Dr. Arıdoğan ailesinde taş öyküsü olanlarda taş hastalığı görülme olasılığının iki kat daha arttığını belirtti. Hayvansal proteinlerden zengin besinlerle beslenmenin de risk faktörleri arasında bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Arıdoğan, içeriğinde oksalatın bulunan (çikolata, kokao, kahve gibi) ürünlerin fazla tüketimi, narenciye tüketiminin az olması, bazı ilaçlar kullanılmasının taş hastalığını tetikleyebileceğini belirtti.
|
|
|
Obezlerde Taş Riski
Obezitenin taş oluşumunda önemli bir risk faktörü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Atilla Arıdoğan, "Obez hastalarda taş hastalığı biraz daha fazla görüldüğü söylenebilir, hareketli insanlarda taş oluşma riski daha azdır." dedi.
“Taş Düşüren Kişilerde Yeniden Taş Görülme Olasılığı Yüksek”
Böbrek taşı düşüren insanlarda yeniden taş oluşma olasılığının yüksek olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Arıdoğan, şöyle devam etti:
"Taş düşüren bir kişide yeniden taş tekrarlama ihtimali yüzde 50'dir. Daha önce taş düşüren insanların böbrek taşı rahatsızlığı konusunda çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Bu nedenle beslenmeye, fiziksel aktiviteye önemli verilmesi gerekir. Özellikle sıvı tüketimine dikkat edilmelidir, yazın günde en az 2,5 litre, kışın ise 1,5 litre su içilmelidir. Dengeli beslenme çok önemlidir, hayvansal protein tüketimi ve tuz kullanımı azaltılmalı, vücut kitle endeksinin artmamasına özen gösterilmelidir. Egzersiz de bu durumdaki hastalar için önemlidir.”
“Böbrek Taşı Tedavi Edilmezse Organ Kaybı Yaşanabilir.”
Böbrek taşının tedavi edilmediği takdirde böbreğin kaybına kadar giden bir sürecin başlayabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Arıdoğan, böbrekte 1-1,5 santimden küçük taşların takip edildiğini, ancak bundan büyük bir taşın varlığı, bir yeri tıkaması ya da ağrı yapması durumunda tedavinin şart olduğunu bildirdi. Taş hastalığına yönelik son dönemde çeşitli tedaviler uygulandığını anlatan Prof. Dr. Arıdoğan, "Çeşitli tedavi yöntemleri mevcut, bu taşı vücut dışından kırma şeklinde olabilir, vücudun doğal deliklerinden yani idrar yollarından girerek alma olabilir, lazer yardımıyla ya da kıvrılabilir, bükülebilen aletlerle, ya da sırttan girerek böbrek taşının tedavisi şeklide olabilir." şeklinde konuştu. |
|