Adana (ÇÜHM) -
22.07.2014
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş, halk arasında "fitre sadakası" olarak adlandırılan yardım şeklinin, dini kaynaklarda "Sadaka-i Fıtır" olarak geçtiğini söyledi. Prof. Dr. Ateş, fitre verirken dul kadınların, öksüz ve yetimlerle özellikle öğrencilerin tercih edilmesi gerektiği belirtti.
Mali açıdan zekât verecek boyutta zengin olan Müslümanların yılda bir kere fıtır sadakası vermelerinin vacip olduğunu belirten Prof. Dr. Ateş, "Fıtır sadakası malla yapılan ibadetler kapsamındadır. Güzel bir anlayış ve geleneğin ifadesi olarak, zekât ibadeti gibi, fıtır sadakası da Ramazan Bayramı öncesi verilegelmiş, böylece bu mübarek ayda fakirlerin de sevindirilmesi amaçlanmıştır" dedi. |
“Bakmakla Yükümlü Olmadığımız Akrabalara Öncelik Verilmeli.”
Fıtır sadakasının, zekât verip kurban kesecek boyutta mala sahip olmayan ve dinimizce yoksul sayılan kimselere verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ateş, "Bu konuda, bakmakla yükümlü olmadığımız akrabalarımıza öncelik vermemiz gerekir. Eşimiz, geçimlerini temin ettiğimiz oğlumuz, kızımız, annemiz ve babamız bakmakla yükümlü olduğumuz yakınlarımız olduğu için bunlara fıtır sadakası vermemiz caiz değildir" diye konuştu.
|
|
Kendi Yakınlarımız, Mahalle Ve Sokağımızdaki, Belde ve Şehrimizdeki Yoksullarınız Dururken, Başka Şehirlere, Başka Ülkelere Zekât ve Sadaka Gönderilmesi Mekruhtur…
Prof. Dr. Ateş, açıklamasını şöyle sürdürdü;
"Bunların dışındaki yakınlarımızdan başlayarak, zekât ve sadakamızı kendilerine vermemiz dinen yerinde bir davranış olur. Yakınlarımız arasında yoksul kimse yoksa, apartmanımızdaki, sokağımızdaki, mahallemizdeki komşularımıza öncelik vermemiz gerekir. Burada da yoksul kimse bulunmuyorsa, daha geniş çevrede tanıdığımız yoksullara yardım ve sadakamızı ulaştırmalıyız. Dul kadınlar, öksüz ve yetimler, yaşlılar, çalışamayacak derecede hasta olan kimseler, çalıştığı halde karnını doyuramayanlar, özellikle öğrenciler tercih edilmelidir. Kendi yakınlarımız, mahalle ve sokağımızdaki, belde ve şehrimizdeki yoksullarınız dururken, başka şehirlere, başka ülkelere zekât ve sadaka gönderilmesi mekruhtur, sosyal barış açısından sakıncalıdır. Ayrıca, yakınlarımızdaki yoksulların haklarının gasp edilmesidir."
Başımızın Gözümüzün Sadakası
Prof. Dr. Ateş, zekât verecek boyutta mala sahip olmayan yoksulların, fitre verme yükümlülüklerinin olmadığını ifade ederek, "Ancak, halkımız, zengin fakir olduğuna bakmaksızın borç dert hacca umreye gitmeye çalışıp, her bayram mutlaka taksitle, kredi kartıyla kurban kesmeye çabaladığı gibi, bu konuda da ‘başımızın gözümüzün sadakası olsun’ anlayışıyla mutlaka bu sadakayı vermeye gayret etmektedir" dedi.
|