Eğer yerini iyi tespit ederseniz http://turk-met.net/ deki araştırmacılardan birine ulaşmaya çalışınız. Bu web sitesinden de anlayacağınız üzere TÜBİTAK destekli bir araştırma yapılmaktadır. Ben de bu araştırmacılardan biriyim. Bu araştırmanın amacı Türkiye topraklarına düşen göktaşlarını toplayıp güneş sisteminin oluşumu hakkında bilgi birikimi yapmak, bu birikimi uluslararası ortamda benzer araştırmaları yapan merkezlerle paylaşmak ve güneş sistemimizin oluşumunu doğru bilgilere dayandırmak içindir” şeklinde konuştu.
“Yıldızlar Gezegenlerden Çok Büyüktür ve Kaymazlar.”
Göktaşlarının kaynağının iki grupta toplanabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Emrahoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“1. tip göktaşları kuyruklu yıldız (comet) kaynaklı; bu gökcisimleri donmuş gaz ve bu donmuş gazın içerisinde çeşitli katı parçalardan oluşur. (Demir-nikel, taş ve demir) Kuyruklu yıldız güneşe yaklaşırken onu oluşturan donmuş haldeki gaz ısınarak çözülmeye başlar beraberinde taşıdığı katı maddelerin de uzaya dağılmasına sebep olur. Eğer bu kuyruklu yıldızın yörüngesi dünyamızın güneş etrafındaki dönüş yörüngesiyle kesişirse, katı maddeler atmosferimize girer ve biz onları yıldız kayması olarak biliriz. Halbuki yıldızlar kaymaz, yıldızlar gezegenlerden çok büyüktür. Bu tür göktaşları belirli zaman aralığında izlenebilir. Çünkü Dünya’mızın yörüngesi ile kuyruklu yıldızın yörüngesinin kesişmesi birkaç gün sürer bu nedenle astronomlar bu olayları izleyebileceğimiz zaman aralığını bizlere duyururlar.”
“Dünyanın Çekim Alanına Giren Göktaşları 1 Yıl Boyunca Görülebilir.”
“2. gruptakiler ise güneş sisteminin oluşumu sırasında katılaşarak oluşan maddeler ve Asteroit kuşağındaki maddelerden meydana gelir. Bunların büyüklükleri de mm ila km arasında yarıçaplara ulaşır. Göktaşı olarak adlandırdığımız bu gök cisimlerinden güneşin çekim kuvveti nedeniyle güneşe doğru hareket edenler de vardır, dünyamızın çekimine kapılanlar da vardır. Dünyanın çekim alanına girenlerin; atmosfere girmesi sırasında bizler bu olayları da yıldız kayması olarak adlandırırız. Bu olaylar bütün bir yıl borunca görülebilir. Ancak oluşma sıklığı 1. gruptaki gibi değildir. Daha seyrektir.”
|